Emtia piyasasında altın, gümüş ve bakırdaki zirveler öne çıktı

Geçen ay Fed’in ilk faiz indirimine eylülde gidebileceğine yönelik beklentileri artırması emtia piyasasını genel olarak olumlu etkileyen bir faktör olarak öne çıktı. ABD’nin yaptırım kararları ve Çin’in ekonomisini güçlendirmek için attığı adımlar, ABD’nin Çin’e yönelik yaptırım kararlarına Çin’den de misilleme gelebileceğine ilişkin öngörüler ile küresel çapta hava durumu olaylarının sebep olduğu üretime yönelik endişeler emtia piyasasındaki yukarı yönlü seyirde etkili oldu.

Değerli metallerde geçen ay zirveler görüldü

Geçen ay ons bazında altın yüzde 1,8, gümüş yüzde 15,7, platin yüzde 10,9 değer kazanırken, paladyum yüzde 4,2 değer kaybetti.

Mayıs ayında altının ons fiyatı, 2 bin 450,10 dolarla, tarihi zirveyi, gümüşün ons fiyatı ise 32,51 dolarla Aralık 2012’den bu yana en yüksek seviyeyi test etti.

ABD’nin petrol hariç ithalat fiyat endeksinin geçen ay son 16 ayın en büyük artışını kaydetmesinin ardından enflasyondan korunma aracı olarak artan talepten dolayı değerli metallerde sert yükselişler görüldü.

Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risklerin devam etmesi ise özellikle altın ve gümüş fiyatlarının artışında etkili oldu.

Gümüş artan yatırımcı ilgisi ve arza ilişkin endişelerle yükseldi. Daha yavaş maden üretimi büyümesi ve güçlü endüstriyel talep, arzın talebin gerisinde kaldığını gösterirken, bu da gümüş piyasasında açığa neden olacağı endişelerini tetikledi.

Gümüş endüstriyel alanda genellikle otomobil, güneş paneli, mücevher ve elektronik imalatında kullanılıyor. Analistler, Çin’in, büyük miktarlarda üretmeye devam ettiği güneş panellerinde önemli bir malzeme olan gümüşün ithalatını artırabileceğine işaret etti.

Platinde ise bu yıl küresel çapta açık olacağına yönelik öngörüler, fiyatların yükselmesine neden oldu.

Londra merkezli çok uluslu özel kimyasallar ve sürdürülebilir teknolojiler şirketi Johnson Matthey, Rusya’dan yapılan platin sevkiyatlarının geçen yılın en yüksek seviyelerinden normale dönmesi ve ürüne olan endüstriyel talebin gücünü koruması nedeniyle platin piyasasının 2024’te son 10 yılın en büyük arz açığıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.

Endüstriyel alanda paladyuma yatırım talebinin azalacağına yönelik tahminlerle paladyum fiyatları geriledi.

Bazı metaller bakır öncülüğünde sert yükseldi

Baz metallerde geçen ay ABD’nin Çin için gümrük vergilerini artırma kararıyla sert yükselişler yaşandı.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, kritik endüstrilerdeki yerli üretimi desteklemek amacıyla Çin’den ithal edilen çelik ve alüminyum, yarı iletkenler, elektrikli araçlar, bataryalar, kritik mineraller ve güneş pilleri gibi ürünlere yönelik gümrük vergilerini artırma kararı aldı.

Çin hükümetinin ülke ekonomisi için attığı destekleyici adımlar özelikle baz metallerde talebin daha fazla artabileceği öngörülerini öne çıkardı.

Halihazırda sıkıntılı durumda olan gayrimenkul sektörü için ise Çin hükümetinin yerel yönetimlerin makul fiyatlardan konut satın almasına izin vereceği bildirildi. Öte yandan, Çin hükümeti vatandaşlara uygulanan mortgage faizlerinde taban uygulamasını kaldırdığını duyurdu.

Bu gelişmelerle, tezgah üstü piyasada geçen ay libre bazında fiyatlar, bakırda yüzde 2,2, alüminyumda yüzde 2,5, kurşunda yüzde 2,3, nikelde yüzde 2,4, çinkoda yüzde 2 artış kaydetti. Bakırın libresi, 5,25 dolarla rekor seviyeyi gördü.

Bakır fiyatları, Fed’in faizlerde indirime gideceğine ilişkin iyimserlik ve ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs’ın bakıra ilişkin artan arz stresi konusunda uyarıda bulunmasıyla yükseldi.

Bakır madenlerinin küresel çapta talebi karşılamakta zorlanması da bakır fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi.

Uzak Doğu’da, faiz indirimlerinin başlayabileceğine yönelik beklentilerle bölgeye verilen siparişlerdeki artışlar bakır talebinde canlanmaya yol açtı.

Özellikle elektrikli araç kullanımının ve yenilenebilir enerjinin artması bakır fiyatlarında sert artışlara neden oldu. Uluslararası ticarette ABD’nin Çin’e engeller koyması, yeni vergiler getirmesi, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar özellikle bakır fiyatlarının yönünü etkiledi.

Çin’deki devalüasyon endişeleri bakır fiyatlarının artmasına neden olan önemli bir faktör olarak öne çıktı.

Melbourne merkezli madencilik şirketi BHP Group, Güney Amerika’daki bakır varlıkları için Londra merkezli Anglo American’a 43 milyar dolarlık teklif yapmıştı. Anglo American ise bu teklifi reddederek kendisini bir bakır devine dönüştürmek için planladığı bir yeniden yapılanmayla elmas, platin ve kömür madenciliğinden çıkmaya karar verdi.

Analistler, madencilik şirketlerinin girişimlerinin bakıra olan talebi ortaya koyduğunu dile getirdi.

Nikel fiyatları ise dünyanın en büyük maden yataklarından bazılarını barındıran Fransa’nın, topraklarından 17 bin kilometre uzaklıktaki kolonisi Yeni Kaledonya’daki şiddet olaylarının üretimi kesintiye uğratmasıyla sert yükseldi.

Londra merkezli madencilik şirketi Rio Tinto Group’un gaz sıkıntısı nedeniyle faaliyetlerinde aksama yaşanmasıyla, şirket Avustralya’nın Queensland kentindeki rafinerilerinden yapmayı planladığı alüminyum kargoları üzerinde mücbir sebep ilan etmişti. Bu durum ise alüminyumda arz endişelerini meydana getirdi.

Doğalgaz fiyatlarında yükseliş yüzde 30’a dayandı.

Enerji grubuna bakıldığında Brent petrolün varil fiyatı yüzde 5,3 azalış kaydederken, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gazın İngiliz Termal Birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı yüzde 29,9 artış kaydetti.

Geçen ay büyük petrol üreticilerinin ve ticaret yollarının bulunduğu Orta Doğu’da ateşkes sağlanması ihtimali, arz endişelerini azaltarak petrol fiyatlarının aşağı yönlü hareketini destekledi.

Brent petrolün varil fiyatındaki düşüşte, dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD’deki talep endişeleri etkili oldu.

Ortaya çıkan arz yönlü sorunların gelecek kışa yönelik stokları azaltma riski oluşturmasıyla doğal gaz fiyatları yükseldi. ABD merkezli doğal gaz şirketi Cheniere Energy, bu yaz LNG tesislerinde uzun süreli kesintiler beklemediğini, bunun da ABD LNG ihracatını artıracağını ve aşırı arz olan ABD doğal gaz piyasasının sıkılaşmasına neden olabileceği açıklamasında bulundu.

Azalan üretim ve sıvılaştırılmış doğal gaza (LNG) yönelik artan talep, ABD’de doğal gaz fiyatlarında yaşanan artışın önemli nedenleri arasında yer aldı. Teksas’taki Freeport LNG tesisinin üretime dönmesiyle LNG tesislerinde doğal gaz kullanımı arttı.

Asya tarafından gelen güçlü talep de doğal gaz fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Asya’da elektrik talebinin artması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına erişimin azalması doğal gaz fiyatları için destekleyici bir unsur oldu.

Buğdayda yükseliş yüzde 12’yi aştı

Geçen ay tarım grubunda karışık bir seyir izlenmesine karşın buğdaydaki yükseliş dikkati çekti. Bu dönemde, Chicago Ticaret Borsası’nda kile başına fiyatlar, buğdayda yüzde 12,5, soya fasulyesinde yüzde 3,6 artarken, mısırda yüzde 0,1, pirinçte yüzde 8,4 azaldı.

Intercontinental Exchange’de libre bazında fiyatlar, kahvede yüzde 2,6 yükselirken, pamukta yüzde 4,2, şekerde yüzde 5,7 düşüş kaydetti. Kakaonun ton başına fiyatı ise geçen ay yüzde 0,5 arttı.

Rusya’da don olaylarının yaşanması, buğday fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi. Karadeniz’de buğday arzına yönelik endişelerin devam etmesi ve Rusya’da kuraklık olabileceğine dair endişeler de buğday fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Brezilya’da şiddetli yağışların yol açtığı sel nedeniyle soya fasulyesi fiyatları arttı. Soya fasulyesi fiyatları, Çin’de kullanılan soya yağının ABD’nin tarifeler listesine dahil edilebileceğine dair iddialar nedeniyle yükseldi.

ABD’de ilkbahar ekimlerinin devam eden yağışlı hava koşulları nedeniyle yavaşlaması soya fasulyesindeki yukarı yönlü seyri destekleyen başka bir faktör oldu.

Petrol fiyatlarının düşük seyretmesiyle talebe yönelik endişeler, mısır fiyatlarında azalışa neden oldu. Dünya pirinç üretim tahminlerinin artış göstermesi ise fiyatlarda değer kaybına yol açtı.

Kahve üretimine yönelik artan endişelerle beraber talebin artması, kahve fiyatlarında yükselişe neden oldu. Vietnam’daki kuraklık endişeleri de kahve fiyatlarındaki artışı tetikledi.

Batı Afrika’da kakao üreten önde gelen çiftçilerin son sıcak hava dalgalarından kaynaklanan olumuz koşullardan etkilenmesiyle de kakao fiyatlarında yükselişler görüldü.

Öte yandan kakao hasadınını yeterli seviyede olmaması nedeniyle küresel kakao talebi karşılanamaması da kakaodaki fiyat hareketlerini etkiledi.

Bağımsız Araştırma firması Hightower Report, Batı Afrika kakao çiftçilerinin gübre kullanamaması nedeniyle 2024/25 sezonunda kakao üretiminin zarar görebileceği yönündeki uyarısında bulunmuştu.

Brezilya’da artan şeker üretimi fiyatların düşmesine sebep oldu.

Fed’in eylül ayında faiz indidimlerine başlayabileceğine yönelik beklentilerin mayıs ayının sonuna doğru gücünü kaybetmesiyle de şekerle birlikte pamuk fiyatlarında da aşağı yönlü bir seyir görüldü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....